28 Mayıs 2013 Salı

SIRADIŞI ÜLKE BHUTAN

                                               
   Batısında ve güneyinde Hindistan kuzeyinde çin yer almaktadır. İki dev  ülke arasında küçük bir ülkedir. Hatta dünyanın en küçük ülkelerinden biridir Bhutan. Yüz ölçümü 38.394 km2 nüfusu 750.000 civarındadır. Başkenti  Thimphu dur.  Thimphu nun nüfusu yaklaşık  100.000 civarındadır. Ülke krallıkla yönetilmektedir.
      Dünyada tek hava yolu şirketi uçmaktadır o da ülkenin kendi hava yoludur. Uçak sayısı üç tanedir. Ve Bhutan hava alanı dünyada inmesi  en zor ve en riskli hava alanıdır. Çünkü ülke genelde dağlık arazilerden oluşmakta ve çok az düzlük alan bulunmaktadır ve hava alanıda dağların arasında kaldığı için iniş yapmak zorlu ve risklidir.
      Bhutan başka ülkelerle iletişimini sınırlı tutmuş 1961 yılına kadar başka ülkelerden buraya hiç  kara yolu yokmuş insanlar hayvanlarla ve  yaya olarak ulaşım sağlarmış. Geçmişte ve günümüzde  ülkede hiç demir yolu yoktur. Denize sınırı olmadığı için deniz yoluda yoktur.
      Bhutan a ilk turist 1974 yılında kabul edilmiş daha önce ülkeye hiç turist kabul edilmemiş. Bugünde ülkeye kabul edilen turist sayısı sınırlı olmakla beraber  40.000 civarındadır
     Ülkede hiç ama hiç trafik ışığı yok.  Trafik akışı kendi halinde ve herkesim kafasına göredir. Aynı zamanda  Güney Asya ülkeleri arasında alkol tüketiminin en yüksek olduğu ülkedir. Bu ülkede alkol en başta gelen ölüm sebebidir. Milli sporları okçuluktur  buda alkol alarak yaptıkları bir spordur.
      Ülkenin ana dili Zonka’ dır. Eğitim dili İngilizcedir.  Ülkenin yerli dildeki adı Druk yul ( Gürleyen Ejderhanın Ülkesi) dur.  Ülke tarihinde hiçbir ülkeye saldırmamıştır. Aynı zamanda geçmişte savunma için yapılan kaleler şimdi şehirlerin yönetim binası olarak kullanılmaktadır.
      Bhutan televizyon ile ilk 1999 yılında tanışmıştır. Aynı yıl içerisinde ülkede internette kullanılmaya başlanmıştır. İlk defa  2003 yılında Bhutanda cep telefonu kullanılmaya başlanmıştır.  Aynı zamanda bu ülkede insanların soyadları yoktur. Tek soyadı olan kral ve kraliçedir.
     Dünyanın oturan en büyük buda heykeli buradadır  ve 51 metre yüksekliğindedir.  Bu ülkede insanın ayak kemiğinden yapılma enstürman  vardır. Bu genelde dini ayinler sırasında kullanılıyor. Dini ayinin olmazsa olmazlarındandır.
    Kısacası Bhutan  belirli dönemlerde kendini dünyaya kapatmış yeni yeni keşfedilen ve kimsenin pek bilmediği küçük  ilginç bir ülkedir.
















27 Mayıs 2013 Pazartesi

GÜZEL ADA İZLANDA



Atlas Okyanusunun kuzeyinde volkanik bir ada üzerinde kurulmuş ve çevresindeki birçok küçük adadan meydana gelmiş bir devlet. En yakın komşusu Grönland olup, 300 km uzaktadır. Diğer komşuları Norveç 1000 km, İskoçya 800 km uzaklıktadır. Başkneti  Reykjavik , yüz ölçümü  102.829 km2 dir. Nüfusu 261.000 , resmi dili İzlandaca , para birimi Kron’dur.


Tarihi
    861 yılında Norveçliler tarafından keşfedilen adaya ilk kez 9 ve 10. yüzyılda Norveç’ten gelen Vikingler yerleşmişlerdir. Bu toplulukların önderleri birleşerek 930 yılında parlamentonun ilk örneği sayılabilecek Athing’i meydana getirdiler. İç anlaşmazlıklar sonucu bağımsızlığını kaybeden ada 1262 yılında Norveç’in egemenliği altına girdi. On dördüncü yüzyılda Norveç’in Danimarka’ya bağlanmasıyla, Danimarka’nın hakimiyeti altına girdi. Danimarka önceleri adadan ticari bakımdan faydalanmaktaydı. Daha sonra İzlanda’yı tamamen idaresi altına aldı. 1551 yılında Protestanlığı zorla kabul eden İzlandalılar, 1662 yılında Danimarka kralına bağlılık yemini ettiler. On yedinci yüzyılda adada hastalık, kıtlık ve volkan püskürmeleri ortalığı kasıp kavurdu. 1838’de Reykjavik’te on üyeli bir meclis kuruldu. 1843’te de Althing yeniden teşkil edildi. 1904’te İzlanda’ya diplomasi dışında muhtariyet tanındı.
    On dokuzuncu asırda ortaya çıkan milliyetçilik akımları sonucu 1918 yılında İzlanda, Danimarka’ya bağlı bir devlet haline geldi. İkinci Dünya Savaşı sırasında stratejik bir değer kazanan İzlanda’yı korumak bahanesiyle İngiltere tarafından işgal edildi. Daha sonra 1941’de Amerikalılar burayı devraldı. 1941 yılında Althing, Danimarka ile bağlarını koparma kararı aldı. 1944 yılı Mayıs ayında halk oyuna sunulan yeni anayasa oylandıktan sonra 17 Haziran da Cumhuriyet ilan edildi. İzlanda 1949 yılında NATO’ya üye oldu.
    Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Ronald Reagan ile Sovyetler Birliği Başkanı Mihail Gorbaçov 11-12 Ekim 1986’da Reykjavik’te, nükleer silahların sınırlandırılması görüşmelerinin başlatıldığı bir doruk toplantısı yaptılar.
Fiziki Yapı
     İzlanda’nın büyük bir bölümü volkanik olup adadaki yanardağlar hala faaldir. Bunların asyısı 200’ü bulmaktadır. En önemlisi 1490 metre yüksekliğindeki Hekla’dır. İzlanda’nın kıyıları güneyde düz, öteki yerlerde girintili çıkıntılıdır. Kıyılarının uzunluğu 6000 km’den fazladır. Adanın bazı bölümleri geçmişteki yanardağ püskürmelleri sonucu ortaya çıkmıştır. Lav ovalarıyla kaplıdır. Bu ovalarda yer yer jökül adı verilen buz kubbelerine rastlanır. Bunların en büyüğü Vatnapöhull 8500 km2yi bulan yüzölçümüyle Avrupa’nın en geniş buzuludur. Adada bol çağlayanlı birçok ırmak bulunmaktadır. Bunlar kısa ve ulaşıma elverişsizdir. Irmaklarından en önemlisi Tjorsa (210 km)dır. İzlanda’da çok sayıda krater gölü vardır. En önemlisi olan Thingvallavat Gölü120 km2 olup, 116 metre derinliktedir.
    Adanın yanardağlarından sonra en önemli özelliği gayzerlerdir. Bu sıcak su kaynakları ısınma ve elektrik enerjisi elde etmede kullanılır.

    İklimi
      İzlanda’nın bulunduğu enlem dairesine karşı iklimi çok soğuk değildir. Golf Stream akıntısının etkisinde kalan adada yazlar nemli ve serindir. Kışlar ise çok yumuşaktır. Isı ortalaması başkent Reykjavik çevresinde kışın -1C°, yazın ise +11C° dir. Fakat kuzey bölgeleri daha soğuk olup, ısı ortalaması kışın -8°C civarındadır. Kuzey kesiminde haziran ayında güneş 18 gün süre ile hiç batmadan ufuk hattı üzerinde durur.
     Yağış ortalaması ise başkent dolaylarında 865 mm, güneydoğuda ise 1710 mm’dir.
    
Tabii Kaynaklar
       Bitki örtüsü ve hayvanlar: Bitki örtüsü adada çok azdır. Buzulların bulunmadığı kesimlerde otlaklar vardır. Bitki örtüsü genelde çalılar ve dikenlerden meydana gelmiştir. Büyük ve iri gövdeli kayın ağaçlarından meydana gelen ormanlar giderek azalmış, günümüzde yok denecek hale gelmiştir. Ormanların çok az oluşu ve iklim şartları adada yabani hayvanların bulunmamasına sebeb olmaktadır.
    Madenler: Yer altı kaynakları bakımından fakir olan İzlanda’da alüminyum çıkar.

Nüfus ve Sosyal Hayat
     İzlanda’nın nüfusu 261.000 dir. Nüfusun % 80’i şehirlerde, diğer kısmı köylerde yaşar. Nüfusun yarısına yakın kısmı başkentte yaşamaktadır. Şehirlerin çoğu kıyı kesimlerde ve güneydeki ovalarda kurulmuştur. İzlanda halkı için Theogir’in koyduğu kurallar bu gün de geçerlidir. İzlanda’da bugün topluma açık yerlerde bira ve benzeri alkollü içkiler içmek yasaktır. Bunlar yalnız gizlice evlerde içilebilmektedirler. İzlanda halkı kendilerine özgü dillerini, kültürlerini, efsanelerini ve geleneklerini korumak için ellerinden geleni yapmaktadırlar.
    Din: Halkın büyük kısmı Hıristiyanlığın Evangelist mezhebine (%95,6) bağlıdır. Geri kalan kısmının %3,7 Protestan, %0,7’si Katoliktir.
   Eğitim: İzlanda’da eğitim düzeyi yüksektir. 7-15 yaşları arasında eğitim mecburi olup, okuma-yazma bilmeyen yoktur. İzlanda’da beş üniversite ve iki kolej bulunmaktadır.

Siyasi Hayat
   İzlanda’da 1944’te Cumhuriyet ilan edilmiştir. Cumhurbaşkanı dört yılda bir seçilmektedir. Biri 40 üyeli, diğeri 20 üyeli iki meclisi vardır ve her ikisinin de görev süresi dört yıldır. Üyeler seçim yolu ile tesbit edilirler.

Ekonomi
   İzlanda ekonomisinin temelini bir ada devleti olduğu için balıkçılık teşkil etmektedir.
    Tarım: İzlanda topraklarının büyük bir kesimi tarıma elverişsizdir. Ancak % 0,5’inde tarım yapılmaktadır. Nüfusun % 11’i tarım sektöründe çalışmaktadır. Başlıca ürünleri hayvan yemi, patates ve şalgamdır.
   Hayvancılık: Adanın buzullarla örtülü olmayan kesimlerindeki otlaklarda hayvancılık yapılır. Küçük baş hayvancılığı ağır basar.
    Balıkçılık: İzlanda’nın en önemli gelir kaynağını meydana getiren balıkçılık, 106.487 gross tonluk 866 gemi ile yapılmaktadır. Yıllık tutulan balık yaklaşık olarak 1.500.000 tondur. Başlıca tutulan balıklar balina, moriya ve ringadır.
    Endüstri: Balıkçılık ürünlerinin işlenmesi ve balıktan elde edilen ürünler imali başlıca sanayi faaliyetidir. Balık konservesi ve balık unu fabrikası vardır. Küçük gemilerin yapıldığı, büyük gemilerin tamir edildiği tersaneleri; dokuma, çimento, ayakkabı fabrikaları bulunmaktadır. Ayrıca Reykjavik’in doğusunda alüminyum dökümhaneleri ve amonyum sülfat fabrikası bulunmaktadır. Nüfusun %30’u sanayide çalışmaktadır.
     Ticaret: Ülkenin ihracatının % 80’ini balık ürünleri, balık konservesi, tuzlanmış ve dondurulmuş balık, balık unu, balık yağı ve gübre meydana getirir. Bunun yanında hayvan ürünleridir. İthal ettiği mallar sanayi ve besin mamulleridir.
      Ulaşım: İzlanda’da demir yolu yoktur. Kara yollarının uzunluğu 12 bin kilometreyi bulmaktadır. Başkent Reykjavik’te uluslararası bir liman ve havaalanı vardır.











25 Mayıs 2013 Cumartesi

UZAKDOĞU İNCİSİ GÜNEY KORE



       Asya’nın doğusunda Kore Yarımadasının 38° enleminin güneyinde kalan bir devlet. Kuzeyinde Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, batısında Sarıdeniz, doğusunda Japon Denizi, güneyinde Doğu Çin Denizi bulunur. Başkenti  Seul dur. Nüfusu  43.663.000 , yüz ölçümü 98.454 km2 , para birimi Won , resmi dili Korece dir.
   Kore tarihi M.Ö. 3000 yılına kadar uzanır. Çin’in eline geçtikten sonra, Budizm ve Çinlilerin etkisinde kaldı. Daha sonraları 7. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar değişik hanedanların idaresi altında bağımsız olarak yaşadı. 1910 yılında Japonlar Kore’yi işgal ederek koloni haline getirdiler. Bu durum, 1945 yılına kadar sürdü. İkinci Dünya Harbinde Japonya’nın yenilmesinden sonra Güney Kore’yi ABD, Kuzey Kore’yi de Rusya işgal etti. Böylelikle kuzeyde komünist rejim, güneyde demokratik rejim kurulmuş oldu.
    25 Haziran 1950’de Rus subaylarının kumandasındaki Kuzey Kore birlikleri, yarımadanın tamamına komünizmi kabul ettirmek için Güney Kore’ye saldırıp istila etti. Bunun üzerine BM., Güney Kore’nin kurtarılmasına karar verdi. Bölgeye BM askerleri gönderildi. Bu orduya Türkiye, bir tugayla katıldı. İşgalci komünist birliklerin Güney Kore’den çıkarılması için Mehmetçik büyük başarı gösterdi. Mehmetçiğin zaferi bütün dünyaya yayılarak takdir topladı. Yapılan görüşmeler neticesinde 27 Temmuz 1953’te ateşkes imzalandı. 38. Paralel Güney Kore ile Kuzey Kore arasında sınır kabul edildi. Savaş sonrası, Başkanlık sistemine dayalı demokratik rejime geçildi. Kuzey Kore ile birleşme devamlı gündemde olup, yakın bir zamanda tek devlet haline gelmeleri ümit edilmektedir.
    Güney Kore’nin güney ve batı kıyıları çok girintili ve çıkıntılıdır. Birçok yarımada ve küçük adalarla çevrilmiştir. Bu kısımlarda, Pusan ve İnchon en önemli limanlarındandır. Doğu bölümü dağlık olmasına rağmen, batı bölümü geniş alanlar, ovalar ve tepelerle kaplıdır. Doğu bölümünde tabii limanlar da yoktur. Genellikle dağlıktır. Fakat dağlar yüksek değildir. En yüksek dağı, 1915 m ile Chiri San Dağıdır. Önemli nehirleri arasında Naktong, Han ve İnchon ırmakları sayılabilir.
      Kore’nin iklimi, kışın karalardan esen soğuk rüzgarların, yazın Pasifik’ten esen sıcak ve nemli muson rüzgarlarının etkisindedir. Ülkenin yüzey şekilleri iklimi etkiler. Muson rüzgarları sayesinde bitki örtüsü arasında tropikal bitkiler de yer alır. Yıllık yağış ortalaması 1270 mm’dir. Güneyde Eylül ayında sık sık tayfunlar görülür. Ülkede en düşük sıcaklık ortalaması 3°C, en yüksek sıcaklık ise 24°C’dir.
     Eskiden ormanlarla kaplı olan ülkede denetimsiz kesim, yangın ve hastalık yüzünden ormanlar kalmamıştır. Fakat dağınık çam ve bambu ağaçları vardır.
    Maden bakımından zengin sayılmaz. Fakat tungsten üretiminde önde gelen ülkelerdendir. Ayrıca kömür, demir, fluorin, grafit, altın, bakır ve kurşun az miktarda çıkarılır.
   Kore nüfusu, 1945 yılında 15 milyon iken, Kuzey Kore’den gelen göçmenler yüzünden bugün 43 milyonu geçmiştir. Halkın % 32’si şehirlerde yaşar. En büyük şehir, başşehir Seul’dür. Kore, Çin ile Japonya arasında bir köprü olmasına rağmen, kendilerine has bir kültür geliştirmiştir. Köylerde yaşayan Koreliler, yüzyıllar önceki gibi giyinir ve yaşarlar. Şehirlerde yaşayanlar ise batı dünyasının etkisindedirler.
   Halkın büyük kesimi Konfüçyanizm ve Budizm inancındadırlar. % 10 kadar Hıristiyan vardır. Kore Türk tugayının tanıttığı İslamiyet, her geçen gün yayılmaktadır. Halkın kullandığı ve resmi dili Korecedir.
     Eğitimi: Eğitim 6-12 yaş arasında mecburi ve ücretsizdir. Ülkede okur-yazar oranı % 92’dir. Güney Kore’de 72 üniversite ile 82 yüksek okul vardır.
       1972 Anayasasıyla yürütme görevi, Ulusal Konferans tarafından 6 yıl için seçilen Devlet Başkanına verilmiştir. Kanun yapma görevini üzerine alan Millet Meclisinin 276 üyesi vardır. Meclis üyeleri 4 yıl için halk tarafından seçilirler. Başkanın meclisi feshetmek yetkisi vardır.
     Ülke ekonomisinin temeli tarıma dayanır. Bunun yanında balıkçılık ve çıkarılan tungsten madeni sanayi ve ekonomide önemli yer tutar.
    Tarım: Kore Yarımadasının verimli toprakları, Güney Kore sınırları içinde kalmıştır. Halkın başlıca besin maddesi olduğundan, pirinç ekimi önemli yer tutar. Pirinç üretimi, 7 milyon tonun üzerindedir. Ülkede pirinçten başka buğday, arpa, patates, soya fasulyesi, tütün ve şekerkamışı yetiştirilir.
   Balıkçılık: Ülkenin önemli gelir kaynaklarından birisi de balıkçılıktır. Ülke topraklarının üç tarafı denizle çevrili olduğu ve açık deniz balıkçılığı yaptığı için, ihraç edilecek kadar balık avlanır.
     Sanayi: Yarımadanın ikiye bölünmesinden sonra Güney Kore dışarıdan sağladığı kredilerle sanayisini hızla geliştirmiş ve çeşitli sanayi ürünleri ihraç edecek duruma gelmiştir. Dokuma, kağıt, kontrplak, elektrik ve elektronik aletler yapımı ileri düzeydedir. Ayrıca plastik maddeler, boya, gübre, çimento, cam fabrikaları ve araba fabrikaları vardır. Motor sanayii de kurulmuştur.
    Ticaret: Güney Kore dışarıya, dokuma, kontraplak, elektronik aletler, kara taşıtları, elektrik gereçleri, tungsten, balık ve balık ürünleri ihraç eder. En çok giyim eşyası satan ülkeler arasındadır. Dışarıdan ise makina ve tahıl alır. Güney Kore’nin ticaret yaptığı ülkelerin başında ABD, Japonya ve Hong Kong gelir. Yıllık ihracat tutarı 20 milyar dolar civarındadır.
     Ulaşım: Ülkeden kara ulaşımı, karayolları ve demiryolları ile sağlanmaktadır. Demiryollarının uzunluğu 6340 km, karayollarının uzunluğu ise 54.689 km’dir. Bu yolların % 57’si asfalt kaplanmıştır.
     Yarımada ülkesi olduğu için denizcilik gelişmiştir. Önemli limanları Psan ve İnchon limanlarıdır. Hava ulaşımı Güney Kore Hava Yolları ile sağlanmaktadır.












21 Mayıs 2013 Salı

LATİN ÜLKE PERU



Güney Amerika’nın batı kıyısında 0°3’-18°24’ güney enlemleri ve 69°55’-81°21’ batı boylamları arasında yer alan ve kuzeybatısında Ekvador, kuzeydoğusunda Kolombiya, doğusunda Brezilya ve Bolivya, güneyinde Şili ve batısında Pasifik Okyanusu ile çevrili bağımsız bir Latin Amerika ülkesidir. Devletin resmi adı Peru Cumhuriyeti’dir. Başkenti  Lima’dır.  Nüfusu  22.450.000 dir. Yüz ölçümü 1.285.216 km2 dir. Resmi dili İspanyolca ve  Qechhua, Aymara dır. Para birimi Sol dür.
     Tarihi
  İspanya dönemi öncesi Peru tarihi hakkında, elde yazılı ve kayıtlı dokümanlar yetersiz olduğu için, bilgiler oldukça zayıftır. Yapılan tarihi çalışmalardan çıkarılan sonuçlara göre, Peru topraklarında ilk yaşayanlar Panama Boğazını geçen ve Pasifik Okyanusunu aşan göçebe avcıları ve balıkçılık yapan insanlardır. Peru’da M.Ö. 1200 yıllarından, M.S. 1532 yılına kadar çeşitli medeniyetler gelip geçmiştir. Chavin (Şöven), Klasik, Chimu ve İnka diye bilinen bu dönemlerin sonuncusu olan İnka medeniyeti kıtada ve ülkede en tesirli olanıdır.
  İspanyollar ilk olarak 1531 yılında Francisco Pizarro vasıtasıyla ülkeye geldiler. Bundan sonra Lima, Peru’ya İspanya adına gelen genel valilerin merkezi oldu. Güney Amerika’da iyice yerleşen ve kuvvet bulan İspanyol idaresi, Peru’nun bağımsızlığının gecikmesine sebep oldu. 1821 yılında Arjantinli Jose de San Martin, Peru topraklarını topladığı kuvvetlerle ele geçirdi. Arkasından Simon Bolivar ve Antonio J. de Sucre komutasındaki kuvvetler İspanyolları bozguna uğrattılar. 1826 yılında Callao bölgesinin de ele geçirilmesi sonunda Peru bağımsızlığını ilan etti. Böylece Amerika kıtasındaki İspanya İmparatorluğu çöktü.
   1846 yılına kadar ülke içinde siyasi ve politik mücadeleler başgöstermiştir. Evvela 1822’de kongre bir cumhuriyet anayasasını kabul etti ve 1823’te Jose de la Riva Agüero ülkenin ilk başkanı oldu. 1879-84 yılları arasında Şili, Peru ve Bolivya’ya saldırdı ve Tarapaca, Tacna veArica’yı ele geçirdi. Yıllarca süren mücadeleler sonunda 1929 yılında yapılan bir antlaşmayla anlaşmazlık kesin olarak son buldu. Antlaşmaya göre, Arica bölgesi dışındaki bütün bölgeler, Peru’ya geri verildi. 1968 yılında yapılan bir askeri darbe ile, başkan Femando Belaunde Terry görevinden uzaklaştırıldı. 1974 yılına kadar devam eden askeri hükümet zamanında petrol, bankacılık, madencilik ve balıkçılık millileştirildi.
  12 yıllık bir aradan sonra Peru, 1980 yılında demokratik hayata döndü. Başkanlığa yeniden F. B. Terry getirildi. Yeni hükümet sosyalist sistemi terk ederek liberal sistemi ülkeye getirdi. Ülke ekonomisi girdiği çıkmazdan kurtularak normale döndü. 1981 yılında Ekvador sınırında bazı çatışmalar olduysa da çabuk kapandı. Bundan sonra Mao’cu solcu teröristler ülkede olaylar çıkarmaya başladılar. 1982 ve 1983 yılında hızlanan bu tedhiş eylemleri daha çok ABD aleyhine yapılmaktaydı. 1985’te iktidara gelen Alan Garcia Perez tethiş eylemlerini bastırmaya çalıştı. 1990’da seçimleri kazanan Alberto Tujimori de zamanında solcuların tethiş eylemleri hızla arttı. Bunun üzerine Başkan Alberto Fujimori 5 Nisan 1992’de bir sivil darbe yaparak kongreyi dağıttı ve bir olağanüstü hal ve yeniden inşaa hükümeti kurdu. 13 Kasım 1992’de Başkan Alberto’ya başarısız bir suikast girişiminde bulunuldu. Yeni kurulan Demokratik Kurucu Kongre için seçimler 22 Kasım 1992’de yapıldı ve Başkan Alberto’yu destekleyen partiler salt çoğunluğu elde ettiler. Bu arada Aydınlık Yol Gerilla teşkilatının lideri olan Guzman yakalandı. Guzman 1980’de başlayan gerilla savaşında 22.500 kişinin ölümünden sorumlu tutularak ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Buna rağmen ülkede karışıklık devam etmektedir.

Fiziki Yapı
   Peru’nun yüzölçümü yaklaşık olarak 1.285.216 km2dir. Bu kadar geniş topraklarıyla Güney Amerika kıtasının üçüncü büyük ülkesidir. Kuzeyinde Ekvador, kuzeydoğusunda Kolombiya, doğusunda Brezilya, Bolivya ve Şili ile komşudur. Batısı Pasifik Okyanusu ile örtülmüştür. Kuzeybatıdan güneydoğuya doğru uzanan Andes Dağları ülkeyi üç esas bölgeye ayırır: Kıyı bölgesi, Sierra bölgesi ve Martana bölgesi.
   Yaklaşık 2240 km uzunluğunda ve 16 ila 64 km arasında değişen bir genişlikte olan Kıyı bölgesi, Peru topraklarının % 11’ini kaplar. Bölgenin yüksekliği deniz seviyesinden 1525 m’ye kadar değişebilmektedir. Ülkenin en dağlık bölgesi olan Sierra, yaklaşık olarak 340 km genişliğinde ve ortalama 3500 m yüksekliğindedir. Bölgede yer alan Huascaran Dağı 6768 m’dir ve ülkenin en yüksek noktasıdır. Sierra bölgesindeki yüksekliği 5000 m’nin üstünde olan dağların zirveleri devamlı karlarla kaplıdır. Sierra bölgesi ülkenin % 33’ünü teşkil eder. Bölgede volkanik hadiseler de görülür. Bunlardan El Misti bilinen bir volkaniktir. Ülkede en geniş bölgesi olan Mantana, yüzölçümün % 56’sına yakın bir bölümünü içine alır. Bölge Andeslerin güney eğimlerinin yer aldığı ve Yukarı Amozon havzasının sık ağaçlı ormanlarla kaplı yaylasının bulunduğu bölgedir.
  Ülkenin başlıca büyük nehirleri Sierra bölgesinden doğar ve Amozon bölgesinde yoğunlaşırlar. Ülkenin önemli nehirleri; Maranon, Huallaga, Apurimac, Urubamba, Ucayali, Napo, Yavari, Putumayo, Madre de Dios ve Amozon olup, bunlardan en uzunu olan Amozon Nehri yaklaşık 3700 km’dir.
  Ayrıca küçük nehirler de vardır. Bu nehirlerin hemen hepsi Titicaca Gölüne dökülür. Bu göl Bolivya sınırında yer alır. Andes bölgesinin en geniş gölü olup, 160 km civarında bir uzunluğa sahiptir. Titicaca Gölü deniz seviyesinden 3810 m yüksekte olup, dünyanın en yüksek büyük gölüdür.
  İklim

Kıyı bölgesi mutedil bir iklime sahiptir. Fakat Peru Soğuksu Akıntısı, bölgenin sıcaklığını oldukça düşürür. Lima bölgesi en kurak olan bölge olup, yıllık yağış ortalaması 41 mm civarındadır. Bölge her ne kadar az yağış alıyorsa da, nem oranı bakımından yüksek nemliliğe sahiptir. Bu nem miktarı Lima’da % 87’dir.

Sierra bölgesi umumiyetle kuru bir iklime sahiptir. Hava sıcaklığı yüksekliğe göre değişir ve genel olarak serindir. Mesela 3050 m yüksekliğindeki Hurancayo Dağında hava sıcaklığı(-4 ila 24°C) arasında değişir. Ekvator’a yakın bir yerde bulunduğu için ülkedeki gündüz-gece sıcaklıkları çok farklıdır. Daha çok nisan ayları yağış almaktadır.

Montana bölgesi ise sıcak ve nemlidir. Iquitos’ta sıcaklık 21°C civarındadır. Şiddetli tropikal yağışlar olur ve yıllık yağış ortalaması yaklaşık 3302 mm’dir.

 Tabii Kaynaklar


Kıyı bölgesi büyük ölçüde ağaçsızdır. Sadece nehir vadilerinde Kuzey Amerika’ya mahsus baklagiller, çalılar, Avustralya okaliptüsü(sıtma ağacı) ve çeşitli meyve ağaçları yetişir. Ayrıca kaktüs ve çöl bitkileri bolca bulunur. Hayvan olarak daha çok kertenkele, örümcek, akrep, salyangoz ve rüteyla (bir çeşit büyük örümcek, tarentulu) vardır.
   Sierre bölgesinde, birçok yeşil alanlar ve ağaçlık bölge mevcuttur. Daha çok yaprak dökmeyen ağaçlar ve okaliptüs (sıtma) türü ağaçlar yetişir. Ayrıca bol miktarda kokain ağacı da bulunur. Bölgede daha çok; lama, alpaka, guanaco (deve cinsinden lamadan iri bir hayvan), vikunya ve chinçula (sincaba benzer bir hayvan) adlı hayvanlar yetişir. Sierra bölgesi kuş cinsleri bakımından oldukça zengindir. Kızılgöğüslü ardıç (robin), sinekçil, ispinoz, keklik, sinekyutan, yaban ördeği, kaz ve akbaba bölgede sık rastlanan kuşlardır.
     Montana bölgesinin bitki örtüsü ve hayvanları Amozon havzasındakilerin hemen hemen aynıdır. Ağaç olarak abonoz, maun, sedir, kauçuk ve kınakına yetişir. Kınakınadan kinin elde edilir. Vanilya, sapaina, lifli bitkiler oldukça fazladır. Çiçek türü olarak begonya, çanta çiçeği ve orkide yetişir. Bundan başka savanalar, çalılıklar, kaba damarlı bitkiler ve bodur ağaçlar boldur. Puma, jagar, tapir, kabuklu kertenkele, pessary, karıncayiyen, denizayısı, timsah, deniz kaplumbağası, yılan ve maymun bol miktarda mevcuttur. Papağan, flamankuşu (filamingo) ve kelebek türleri oldukça fazladır. Güve, sinek ve sivrisinek ise milyonlarcadır.
    Ülkenin maden kaynakları oldukça zengindir. Bakır en önemli maden çeşididir. Gümüş, kurşun, çinko, demir, kadmiyum, selenyum, kalay, altın, tungsten, antimon, bizmut, tellür, maden kömürü, baryum, tuz, kireçtaşı, mermertaşı ve alçıtaşı önemli madenlerdir. Kuzey bölgelerde petrol yatakları da mevcuttur.
    Peru yeryüzü suları bakımından da zengindir. Mevcut üç drenaj sistemi, 50’yi aşkın irili ufaklı nehirleri ihtiva eder. Bütün bu nehirler asıl kaynak olan Amozon Nehrinin ayrılmış kollarıdır. Amozon Nehrinin uzunluğu yaklaşık 3700 km’dir. Bolivya sınırındaki Titicaca Gölü deniz seviyesinden 3810 m yüksek olup, yaklaşık 160 km’lik bir uzunluğa sahiptir.

Nüfus ve Sosyal Hayat
     Peru’nun nüfusu yaklaşık olarak 22.950.000’dir. Nüfusun % 73’ü şehirlerde yaşar. Nüfus yoğunluğu 14’tür. Ülkedeki etnik gruplar arasında çoğunluğu teşkil eden Kızılderililer, nüfusun % 45’ini ihtiva ederler. Nüfusun % 40’ına yakın bir bölümü melezdir. Geri kalanını ise Zenciler ve Asyalı gruplar meydana getirir. Beyaz nüfusun büyük bir bölümü İspanyol asıllıdır.
   Resmi diller İspanyolca ve Quechua yerli dilidir. Nüfusun çoğunluğunu teşkil eden Kızılderililerin üçte ikisi Quechua dilini kullanır. Bunlar genellikle Sierra bölgesinde yaşar. Titicaca Gölü ve GüneySierra’da yaşayan geri kalan Kızılderililer Aymara diliyle konuşurlar. Melezler ve beyazlar ise İspanyolca konuşurlar.
     Nüfusun çoğunluğu katoliktir. Halk arasında ırk, ekonomik seviye, sosyal hayat ve kültür seviyesi bakımlarından bazı farklı sınıflar meydana gelmiştir. Kızılderililerin çoğunluğu fakir insanlardır. Avcılık ve tarımla geçinirler.
   Okuma-yazma oranı% 72 dolaylarındadır. 1972 yılında çıkarılan eğitim ve öğretim kanunundan sonra ilkokul mecburi ve diğer okullar serbest bırakılmıştır. Birçok özel okul mevcuttur. Ülkede 30 üniversite vardır. Bunların en meşhurları; Lima’daki Milli Eğitim Üniversitesi, Milli Mühendislik Üniversitesi ve San Marcos Üniversitesidir.
   Peru halkında, el sanatları bakımından daha çok seramik eşya yapımı önemlidir. Oyuncak lama yapımı, çeşitli kilim ve halı dokumacılığı, renkli kumaş yapımı ve lama, alpaka ve vikunyu (bir çeşit lama) yününden elbise örülmesi halkın uğraştığı başlıca sanat dallarıdır.
   Ülkenin en gelişmiş şehri başşehir Lima’dır. Diğer önemli şehirleri Callao, Arequipa, Trujillo, İquitos, Cuzco ve Huancayo’dur.
Siyasi Hayat
    İdari sistemi parlamenter demokrasi esaslarına dayanan bir merkezi cumhuriyettir. 1980 Peru Anayasasına göre biri başkan ve iki yardımcı başkan, halk oylamasıyla seçilir. Başkan, başbakanı ve bakanlar kurulunu tayin eder. Başkan, seçilebilmesi için oyların en az % 50’sini almak zorundadır.
   Yasama gücü, kongrededir. Kongre iki meclislidir. Senato 60 üyeli ve Millet Meclisi 180 üyeli olup, seçime tabidirler. Başkanlık ve kongre seçimleri her 5 yılda bir yapılır. 18 yaşını dolduranlar oy kullanabilir. İdari olarak bir il ve 24 bölgeye ayrılmıştır. Birleşmiş Milletler üyesidir.
Ekonomi
    Peru’nun ticari ekonomisi geniş ölçüde minerallere, tarım ürünlerine ve endüstri ürünleri ve balıkçılığa dayanır. Ülkede yetişen başlıca tarım ürünleri pamuk, şekerpancarı, kahve, pirinç, patates, fasulye, mısır, arpa ve tütündür.
   Peru, yeraltı kaynakları bakımından oldukça zengin bir ülkedir. Ülkenin başlıca mineralleri: Bakır, gümüş, molibden, kurşun, petrol, çinko, demir, kadmiyum, kalay, altın, kömür, baryum, tuz, mermer, alçıtaşı, kireçtaşı, tellür, antimon, tungsten, selenyum ve bizmuttur. Ülkenin en önemli endüstrileriyse balık ve çelik endüstrileridir. Kıyılarında daha çok sardalya avlanır. Ülkenin diğer bir gelir kaynağı da kereste, kauçuk, kinin, koyu kırmızı gülağacı yağı ve Brezilya kestanesi gibi orman ürünleridir.
  Peru sahip olduğu mineraller ve hazırladığı balık yemekleriyle fazla ticari bir gelire sahiptir. İhracatı teşkil eden başlıca ürünler: Bakır, balık yemekleri, kahve, demir, şeker, çinko, gümüş, kurşun, pamuk, altın ve yündür. 1993 yılı başında dış ticarette 3.3 milyar dolarlık bir ihracata ulaşmıştır. İhracatını daha çok Japonya ve ABD’ye yapar.
    Makina, gıda maddeleri, yakıt, yağlar, metalik olmayan bazı mineraller, kimyevi ürünler ve çelik başlıca ithalat mallarıdır. İthalatını daha çok ABD ve Almanya ile yapmaktadır.
   Peru, Andean Ortak Pazarı ülkelerinden biridir. Peru’dan başka Ekvador, Kolombiya, Venezuella ve Bolivya’nın da bulunduğu pazar, üye ülkeler arasında gümrük muafiyeti ve ortak bir harici vergi sistemi getirmiştir.
  Peru’nun ulaştırma şebekesi 19. yüzyıldan sonra gelişmiştir. Demiryollarının uzunluğu 3472 km’dir. 69.942 km’yi bulan karayollarının ancak % 11’i asfalttır. Hava yolları ulaşımı 22 havaalanından sağlanır.