İrlanda ya da resmî adıyla İrlanda Cumhuriyeti kuzeybatı Avrupa'da bulunan ülke. Büyük Britanya
Adası'nın batısındaki İrlanda Adası'nın yaklaşık altıda beşini kaplamaktadır.
Kuzey doğusunda, Birleşik Krallığa bağlı olan Kuzey İrlanda ile komşu olan
İrlanda'nın batısı Atlas Okyanusu, doğusu İrlanda Denizi, güneydoğusu St George
Kanalı, güneyi ise Kelt Denizi ile çevrilidir. Ülke, parlamenter demokrasi ve
anayasal cumhuriyet ile yönetilmektedir.
1921'de
Serbest İrlanda Devleti adıyla İngiliz Milletler Topluluğu'na bağlı bir
dominyon olarak kuruldu. Ülke, 1 Ocak 1973'ten beri Avrupa Birliği üyesi
olmuştur
1916
Nisan'ındaki Paskalya Başkaldırısı'nın ardından gelen baskı döneminde,
İrlandalı gönüllüler IRA (Irish Republician Army, İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu)
çatısı altında örgütlenerek Britanyalılar'a karşı bir gerilla savaşına
giriştiler. İngiliz başbakanı David Lloyd George biri Kuzey İrlanda, diğeri
Güney İrlanda için olmak üzere iki parlamento kurarak kontrolü elinde tutmaya
çalıştı. Gerçekten, protestan Kuzey İrlanda'da (Ulster) parlamento toplandı.
Ancak katolik Güney İrlanda, İngilizlere ödün vermeyi reddetti. Bunun üzerine
İngiliz başbakanı Lloyd George İrlandalı yurtseverler ile görüşme masasında
barış yaptı. Anlaşma sonucunda Güney İrlanda uygulamada İrlanda Bağımsız
Devleti adıyla bağımsızlığını kazandı (6 Aralık 1921, İngiltere-İrlanda
Anlaşması). Kuzey İrlanda ise Birleşik Krallık'a bağlı kaldı.
Fakat IRA'nın
aşırı kanadı, Eamon de Valera'nın öncülüğünde, İrlanda'nın bir bölümünü
bağımsız, bir bölümünü de yeniden İngiltere'ye bağlı kılan anlaşmayı kabul
etmedi. Bunu, bu anlaşmayı destekleyenlerin ve anlaşmaya karşı olanların
savaştıkları bir iç savaş izledi. Sonunda IRA, İrlanda'nın bölünmesine razı
oldu. 1925'te gerçekleşen Bağımsız İrlanda ile Kuzey İrlanda arasındaki sınır
belirleme görüşmelerinden sonuç çıkmadı.
De Valera'nın
Fianna Fáil partisi, 1927'de başbakan William Cosgrave'in hükümetine katıldı.
1932'de De Valera başbakan oldu ve Birleşik Krallık karşıtı bir takım ekonomik
önlemler aldı. II. Dünya Savaşı'nda İrlanda tarafsız kaldı. 1948'de De Valera
seçimleri kaybetti ve 1949'da İrlanda Cumhuriyeti ilan edildi. 1951'de De
Valera yeniden başbakan, 1959'da ise cumhurbaşkanı oldu. 1972'de bir referandum
ile Roma Katolik Kilisesi'nin devlet üzerindeki etkisi ortadan kaldırıldı.
1973'te protestan Erskine Childers cumhurbaşkanı oldu. Onu Cearbhall Ó Dálaigh
(1974-1976), Patrick Hillary (1976-1990), Mary Robinson (1990-1997) izledi..
İrlanda ılıman
bir deniz iklimine sahiptir. Temmuz ayında elde edilen sıcaklıklar güneyde 16°
ile kuzeyde 14° arasında değişir. Kışlar nispeten sıcak geçer ve sıcaklık Ocak
ayında 4° ile 7° arasında değişir. Ülkeye hakim olan Atlas Okyanusu'ndan gelen
nemli rüzgarlar ülkenin yıl boyunca yağış almasına neden olur. Ülkenin yaklaşık
yüzde sekseni yılda ortalama 762 ile 1270 mm arasında yağış alır. Yağışlar
nedeniyle ülke oldukça ıslaktır.
İrlanda’nın nüfusu 4.109.086 dir. Kilometre kareye 53 kişi düşer. Nüfus
yoğunluğu doğu ve kuzeyde yüksek, batıda ise düşüktür. Nüfus artışı % 0.5’tir.
Nüfus azlığına göçler sebep olmaktadır. Göçlere özellikle kadınlar
katılmaktadır.
İrlanda
ekonomisi tarıma ve endüstriye aynı derecede bağlıdır. Refah seviyesi yüksek
olup, dünya devletleri arasında ilk on arasındadır. Ayrıca ülke düşük vergi
oranları nedeniyle Google, Facebook, Apple ve Twitter gibi teknoloji şirketleri
tarafından Avrupa üssü olarak kullanılmaktadır.
İrlandanın Topraklarının
yaklaşık üçte ikisi çayırlık ve meralardan meydana geldiği için hayvancılık çok
gelişmiştir. Yılın on ayında hayvanlar otlaklarda otlayabilir. Sığır
yetiştiriciliği hayvancılıkta başta gelir. Dağlık bölgelerde ve cılız
otlaklarda koyun yetiştiriciliği yapılır. Koşum hayvanı olarak at beslenir.
Dört tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen İrlanda’da balıkçılık çok
gelişmemiştir. 1977’de Balıkçılık Bakanlığının kurulmasıyla bir sanâyi hâlini
almıştır.
Ülkede
çalışanların yaklaşık üçte biri imalat, madencilik ve inşaat sektörlerinde istihdam
olmaktadır. Ağır sanayi ise gelişmemiştir. İmalat sanayinin büyük bölümü ise
Dublin’de toplanmıştır. Başlıca endüstri, gıda, yapı malzemeleri, dokuma,
giyim, kimya, metaroloji, elektrik malzemeleri ve tütün sektörleridir. İrlanda,
sanayideki kömür ve petrolden doğan enerji açığını hidrolik santrallerle
kapatmaya çalışmaktadır. Yabancı sermâye sanâyinin gelişmesini de teşvik
etmektedir. Halihazırda petrol ve yer altı gazı çıkarılmamak ile birlikte bu
yöndeki araştırmalar devam etmektedir.
İrlanda’nın toplam
kara yolu uzunluğu 9722 km’dir. Demir yollarının uzunluğu ise 1988 km’dir. Hava
ulaşımı, İrlanda Hava Yolları ile sağlanır. Ada olduğu için birçok limanı
vardır. İrlanda’nın 100 gross tonluk 80 büyük gemisi bulunmaktadır.
Sinema sektöründe de çoğu filmin çekilmesine ev sahipliği yapmıştır
İrlanda. Bunlardan bir kaçı şunlardır:
Angela's Ashes', (1999)
The Wind that
Shakes the Barley', (2006)
Nothing Personal'
(Thaddeus O'Sullivan)(1995)
Michael Collins
(1996)
Devil's Own
(Harrison Ford,Brad Pitt)
PS: I Love You (Gerard Buttler, Hillary Swank)
Leap Year (Amy
Adams,Matthew Goode)
The Commitments
(1991)
Bloody Sunday
(2002)
Once (2006)
Ondine (2010)
(Collin Farrell, Alicja Bachleda)
İrlanda geçmişte büyük bir kıtlık yaşamıştır
ve bu kıtlık sonrası ülkede pek çok şey değişmiştir. Bu kıtlık genel hatlarıyla
şöyledir:
Büyük Kıtlık ya da
bir diğer ismiyle İrlanda Patates Kıtlığı, İrlanda'da da 1845 yılında başlayıp
1852 yılında son bulan kitlesel açlık, hastalık ve göç dönemi. İrlandacada
Gorta Mór (Büyük Açlık) ve Drochshaol (kötü yaşam) adlarıyla anılmaktadır.
Yaklaşık 1.000.000 kişinin ölümü, hastalanması ve de göç
etmesiyle sonuçlanan büyük kıtlığa halkın temel gıda maddesi olan patateslere
bulaşan phytophthora infestans mantarı sebep olmuştur. 1845'te ekilen patatesin
%40'ını, sonraki yıl tamamını yok eden mantar yalnızca tarladaki değil
ambarlardaki patatesleri de etkilemiştir. Bunun sonunda halk yedi yıl boyunca
halk açlık çekmiştir. Yedi yıllık kıtlık sona erdiğinde kentin nüfusu %20-25
oranında azalmıştı.
Kıtlık, İrlanda tarihinde bir dönüm noktası olmuştur. Adanın demografik, siyasi ve kültürel
manzarası değişmiştir. İrlandaca'nın kullanımı azalmış ve çoğunluk İngilizce
konuşmaya başlamış, ülke Britanya'ya bağlı kalmayı savunan Birlikçiler ve
bağımsızlığı savunan Ulusalcılar olarak iki gruba ayrılmıştır.
Büyük Kıtlık sonucunda İrlanda milliyetçiliği yükselişe
geçmiş, Katolik olan halk Protestan olan kraliyet ailesine karşı nefret gütmeye
başlamıştır. Tüm bunlar 20. yüzyılda İrlanda'nın bağımsızlığına gidecek yolun
birer kilometre taşıdır. Günümüz tarihçileri İrlanda tarihini kıtlık öncesi ve
kıtlık sonrası olmak üzere ikiye ayırmaktadırlar.
Bu kıtlık sırasında Osmanlı Devleti büyük yardımlarda
bulunmuştur.
Adadaki İngiliz ablukası sonucu yayılan kıtlık için dönemin
Osmanlı Padişahı Abdülmecid 1847 yılında yardımda bulunmaya karar vermiştir.
Padişahın İrlanda halkı için 5.000£ yardımda bulunmak istediği İngiliz
hükûmetine bildirilmiş fakat bu yardım isteği Kraliçe Victoria'nın dahi kendi
vatandaşlarına ancak 2.000£ yardımda bulunduğu gerekçesiyle geri çevrilmiştir.
Yapılmak istenen yardımın 1.000£'e düşürülmesini rica eden İngilizlerin bu
isteğini kabul eden padişah 4.000£ değerinde buğdayı da gemilerle İrlanda'ya
göndermiştir.
İlk olarak Dublin Limanı'na yanaşan gemilerin yüklerinin
buraya boşaltılmasına izin vermeyince gemiler daha kuzeyde bulunan Drogheda Limanı'na demirlemiştir. Kraliçe ve İngiliz
hükûmeti bu yardımları nedeniyle padişaha 25 Mayıs 1847 tarihli bir mektupla
yazılı olarak teşekkür etmiştir. İrlanda halkı da aynı şekilde padişaha
teşekkür maksadıyla bir teşekkür mektubu yollamışlardır.
Drogheda kentinin ve Drogheda United'ın amblemlerinde
bulunan ay-yıldızın bu yardımlar anısına koyulduğu iddia edilse de bu bilgi
yanlıştır. Amblemlerde yer alan ay-yıldız Drogheda kentine haklarını bağışlayan
Aslan Yürekli Richard'dan gelmektedir.
Genel hatlarıyla İrlanda dünyada görülmesi gereken
ülkelerden biridir. Ülke baştan sona çayırlarla meralarla kaplı yemyeşil
bir ülkedir. Dogası ile insanlara huzur vermektedir. Ayıca ekonomisi ile dünyada en önde gelen
devletler arasında yer alıp refah düzeyi yüksektir. Yaşamak için güzel bir ülke…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder